Doksanlı yılların başından 2008 yılına kadar iki ülke arasındaki ilişkiler tarihinin en düşük seviyelerinde seyretmiştir. 2008 yılının mayıs ayında yapılan seçim sonuçları 2 milletvekiline sahip olan SDA’nın Türkiye’nin aracılığı ve desteği ile Sırbistan hükümetinde Boşnak bir bakan seviyesinde temsil edilmesi ile ilişkilerin patlama yaptığını söylersek hiç de abartmış olmayız.Önce karşılıklı vizeler kalkmış ardından serbest ticaret anlaşmasının imzalanması ile ticaret hacminde de ciddi artışlar gözlenmiş; TİKA Belgrat ofisinin açılışı ise bunları takip etmiştir.
2012 yılının mayıs ayında hem genel, hem yerelde seçimler yapılan Sırbistan’da, yönetim tamamen değişmiştir.Uzun bir zamandır muhalefette bulunan ve Kosova konusunda milliyetçi söylemleri ile tanınan SNS partisi hükümetin büyük ortağı olmuş, genel başkan Tomislav Nikoliç ise cumhurbaşkanı koltuğuna oturmuştur. Söz konusu seçimlerde Türkiye’nin desteklediği Suleyman Ugljanin yönetimindeki SDA, Sırbistan parlamentosunda tekrar iki milletvekili kazanma başarısı göstermiştir. Sancak’ta yaşayan Boşnak toplumunun en büyük problemi parçalanmışlıktır. SNS, LDP ve SDPS partilerinin her birinde Boşnak milletvekilleri bulunmaktadır. Bütün bu milletvekillerinin, parlamentoda sergiledikleri ortak bir tavır SDA ve Suleyman Ugljanin’i yok etmektir. Muhtemeldir ki böyle bir tavır sergilemek amacı ile milletvekili yapılmışlardır. Mensup olduklarını iddia ettikleri Boşnak milletinin lehine herhangi bir tavırlarına rastlanmamıştır. Son seçimler şunu göstermiştir ki oylar bölünmemiş olsaydı SDA Sırbistan parlamentosunda en az 4- 5 milletvekili ile temsil edilecekti. Sancakta Boşnaklara yapılabilecek en büyük yardım bu parçalanmışlığı azaltacak politikalara destek vermektir. Bu amaçla İslam birliğini birleştirmek konusunda başta Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu ve Diyanet İşleri Başkanımız Mehmed Görmez’in samimi ve fedakarane çabaları çok anlamlıdır. Bölünmüşlüğün en büyük mağduru İslam birliği çalışanları ve cami cemaatleri Türkiye’nin bu samimi çabalarından fevkalade memnundur ve bu çalışmaların devam etmesi gerektiği konusunda taraflar tam bir ittifak içindedir. Bu ihlaslı çabaların boşa gitmeyeceğine inanıyoruz. İslam Birliğini birleştirme çalışmalarına paraleline Boşnak Azınlık Konseyinin birleştirilmesini de ilave etmek son derece önemlidir. Maalesef bu konsey de ikiye bölünmüş durumdadır. Azınlık konseyi ülkede yaşayan tüm Boşnakların ,hem Sırbistan devleti hem de Avrupa Birliği nezdindeki en üst temsil organıdır.Diğer azınlıklar (Macarlar,Arnavutlar) içinde benzer bölünmeler yaşanmazken bu durumun sadece Boşnaklar arasında görülüyor olması dikkat çekicidir. Sırp devleti Boşnak toplumunu parçalamak için maalesef özel bir çaba içindedir. Sırpların eski Yugoslavya dönemlerinde toplumları bölme konusunda (mesela 80’li yıllarda Kosova’daki uygulamalar) engin tecrübeleri vardır ve bu tecrübelerini uygulamaya devam etmektedirler.
Türkiye-Sırbistan ilişkilerinin artmış olması Sırbistan’daki birçok çevrenin içine sindiremediği bir durumdur.Çünkü Türkler asırlarca ülkelerini işgal altında tutmuş tarihi hasım olarak bilinir.Bu çarpık anlayış okul kitaplarından maalesef hala çıkarılmış değildir.Türkiye’nin Bosna-Hersek ve Kosova’ya gösterdiği ilgi ve yakınlık Sırbistan’ın politikaları ile taban tabana zıttır.Fakat Türkiye’nin Sırbistan’la ilişkileri artırmak konusundaki kararlılığı, ısrarlı çabaları ve her alanda yükselen güç olması sebebiyle ilişkiler bu ileri noktaya gelmiştir. Sırbistan çok ciddi bir ekonomik kriz içindedir. Uzun süre komşuları ile yaşadığı çatışmalar sebebiyle bütün kaynaklarını tüketmiş durumdadır. Türkiye’den gelmesini beklediği 30-40 milyon dolarlık bir kredi bile Sırplar için küçük bir meblağ değildir.
Görünürde her fırsatta Türkiye’ye çok sıcak davranan Sırp yetkililer el altından Türkiye’nin balkanlardaki etkisini en aza indirmek için her çeşit oyunun içinde olmaktan geri durmamaktadırlar. Türkiye’nin aleyhinde hazırlanan bu fitnelerin fikir babası doksanlı yıllarda 8 yıl Türkiye’de, Ankara’da büyükelçilik yapan ve mükemmel Türkçe konuşan Türkolog Prof.Dr.Darko TANASKOVİÇ’tir. Bu adamın yazdığı ilk baskısı 2011 yılında yayınlanan NEOOSMANİZAM adlı kitabının ikinci baskısı da bu yıl yapılmıştır. Dışişleri Bakanı AhmeT Davutoğlu’nun STRATEJİK DERİNLİK kitabından çokça alıntı yapılan kitapta Osmanlı’nın yeniden dirilme tehlikesi ana konuyu oluşturmaktadır. Belgrat’ta bazı günlük ve haftalık dergilerde yazılar da yazan D.Tanaskoviç’in değişmez konusu Türk tehlikesidir. Türkiyenin Balkanlara dönmemesi için neler yapılması gerektiğinin ilmini yapmak bu adamın adeta uzmanlık alanı haline gelmiştir. Dişişleri Bakanımız A. Davutoğlu’nun çalışmalarını seyahatlerini ve demeçlerini yakından takip eden Tanaskoviç özellikle Balkanlar’da ve Slav ülkelerinde şehir şehir gezerek TÜRK TEHLİKESİNE (!) karşı soydaşlarını uyarmaktadır. 2012 de kurulan yeni Sırbistan hukümetinin görüşlerine değer verdiği D.Tanaskoviç’in bu kışkırtıcı tavrının etkisi en fazla Sancak’ta ve Bosna’da gözlenebilir .Özellikle Novi Pazar ve Saraybosna’da son bir ay içinde yaşanan güvenlik problemlerinin fikir babasının D.Tanaskoviç olduğunu düşünüyorum. Bu yazarın sık sık Türkiye’ye geldiğini İstanbul ve Ankara’da bazı çevrelerle yakın temas içinde olduğunu ilave etmek gerekir. Türkiye’deki kulisler Sırbistan Başbakan Yrd. Rasim Ljajiç üzerinden yürümektedir. Rasim Ljajiç İstanbul’da kendine yakın bir lobi toplama peşindedir ve buna izin verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’den gelecek her çeşit kredi, yardım ve yatırımı Rasim Ljajiç kendi çirkin emelleri için Boşnaklar aleyhine kontrol etmek çabası içindedir. Bu amaçla Türkiye’ye sık sık gelmekte ve özel ilişkiler geliştirmekte olduğunu biliyoruz.
2002 yılından beri Sırbistan hükümetinin değişik bakanlık koltuklarında oturan yukarıda adı geçen zat ve onun yakın çevresinde yer alan Boşnak adı taşıyan politikacı ve bürokratlardan oluşan bir çete Sırbistan Boşnak toplumuna büyük zararlar vermektedir. On yıldan fazla süren parçalanmış dini yapı bu sadist ruhlu insanların tasarlayıp, iç ve dış desteklerle uyguladıkları bir senaryodan başka bir şey değildir. Bu senaryonun hedeflerinden birisi de Boşnak toplumunun gerçek temsilcilerini siyaseten önce zayıflatıp sonra da tamamen ortadan kaldırmaktır. Bu amaçla Novi Pazar belediyesindeki SDA -SDPS koalisyonu bozdurulmuş ve SDA nın kadroları adeta sokağa atılmıştır.Yani SDA nın en büyük seçmen kitlesinin mahalli yönetimle bağları tamamen koparılmıştır. Haziran ayında Muammer Zukorliç ve Rasim Ljajiç’in tetikçileri arasında silahlı çatışma çıkarılmış ve bu asayiş olaylarına Novi Pazar polisi şu ana kadar hiç bir müdahalede bulunmamıştır. Bu arada failleri bulunmayan başka silahlı saldırı vakaları da devam etmektedir.Devlet Bakanı Suleyman Ugljanin’in bu asayiş olaylarının hükümet seviyesinde ele alınıp önlenmesi çabaları şimdiye kadar hep sonuçsuz kalmıştır. En sonunda SDA milletvekili Enes İmamoviç 13.06.2013 günü konuyu Sırbistan parlamentosunun gündemine getirmiştir.Tezgahlanan bu çirkin oyunun amacı tek olup SDA ve onun lideri Suleyman Ugljanin’i siyaset sahnesinden silmektir. Görünürde Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istediklerini her fırsatta söyleyen Sırbistan üst yönetimi, hükümet değişmesine rağmen uygulamalarına aynen devam ediyor. Türkiye’nin özellikle Sancak’ta yapmak istediği yol iyileştirme çalışmalarına yapılan engellemeler aynen devam ediyor. 30 Ocak 2013 günü Başbakan İ.Daçiç ve S. Ugljanin’in imzaladığı koalisyon protokolünde yazılanlara da riayet edilmediğini üzülerek ifade etmeliyiz. SDA yönetimi S. Ugljanin’in imzası ile hükümette kalıp kalmama konusunu sorgulamak amacıyla 15.06.2013 günü bir bildiri yayınlamıştır.2008-2012 döneminde hükümette hiç etkili olamayan SDA ve S.Ugljanin benzer bir dört yıl daha yaşanmasının Boşnak toplumuna zarar verme endişesi yaşandığı ifade edilmiştir.Ancak SDA Sancak hükümette kalıp kalmamayı tartışırken hem bölge hem Sırbistan için önemli bir gelişme yaşanmış ve AB Sırbistan’la tam üyelik görüşmelerinin 2014 yılının Ocak ayında başlamasına karar vermiştir. Bu kararla Sırbistan’da Boşnak azınlığın yaşam şartlarının iyileşeceği konusunda yeni bir ümit doğmuştur. Bu sebebten S. Ugljanin’in hükümetten ayrılma konusu yeni gelişmelere imkan tanımak için ileri bir tarihe ertelenmiştir.
DAVUT NURİLER
Son Yorumlar