Son günlerde dünya gündemine oturan Ukrayna’dan sonra Balkanlara sıçrayan protestoların akibeti üzerine neler söylenebilir? Rusya ile AB arasındaki nüfuz mücadelesinin kurbanı durumuna düşen Ukrayna’da ölü sayısı şimdilik 100 e ,yaralıların sayısı ise 600 ü geçmiş durumda, Cumhurbaşkanı ülkeyi terk etti. Kanlı çatışmalar şimdilik erken seçim kararı ile durdurulmuş da olsa, daha önce çözüm olamayan seçimin ne sonuç vereceği, siyasal istikrarın sağlanıp sağlanamayacağı üzerine, şimdiden bir şey söylemek mümkün görünmüyor. Soğuk savaş döneminde işbirliği yaptığı birçok müttefikini kaybeden Rusya, Ukrayna’yı AB ‘ye kaptırmama konusunda kararlı görünüyor. AB ise Bulgaristan ve Romanya’dan sonra Ukrayna’yı da saflarında görmek istiyor. Ukrayna nüfusunun önemli bir kesimi de AB den yana bir duruş sergiliyor. Karadeniz’deki liman bölgesi Otonom Kırım’ın durumu ise, başlı başına yeni bir kriz kaynağı gibi dünyanın gözü önünde duruyor. Türkiye’yi yakından ilgilendiren bütün bu gelişmeleri dikkatle ve endişeyle izliyoruz.
Ukrayna’dan sonra Balkanlara yayılma eğilimi gösteren, yönetim karşıtı protestoları nasıl izah edebiliriz? Bosna-Hersek’in Ukrayna gibi AB ile Rusya arasında paylaşılamaması gibi bir durum söz konusu olmadığına göre, Saraybosna olmak üzere ülkenin bir çok şehrinde cereyan eden protesto olaylarını izah etmeye çalışacağız.
Bosna-Hersek’teki son olayların, 17 Aralıkta Türkiye’de hükümete karşı başlatılan süreçle ilgi olabileceğini düşünüyorum. 17 Aralıktan 3 gün sonra 20 Aralık 2014 Cuma günü Ana Muhalefet Partisine mensup üst düzey 3 kişilik bir heyet, Türk vatandaşı Boşnak asıllı bir tercümanı da yanlarına alarak özel bir uçakla gizlice Saraybosna’ya gitti. BiH Dışişleri Bakanı Zlatko Lagumdzija ile SDP parti merkezinde kapalı kapılar ardında görüşen söz konusu heyet, aynı gün İstanbul Atatürk Havaalanına geri dönüş yapmıştır. Saraybosna’da başlatılarak diğer şehirlere de yayılan protesto olaylarının bu görüşmenin gündeminde yer aldığını düşünüyorum.
2010 yılında Bosna-Hersek’te yapılan genel seçimlerden sonra 1,5 yıla yakın bir süre ülkede hükümet kurulamamış devlet işlemez hale getirilmeye çalışılmıştır. Bosna-Hersek devletinin Sırp entitesi (Republika Srpska) ise BiH devletinin varlığı ile ilgili baştan beri ileri sürdüğü yıkıcı söylemleri çok daha yüksek sesle dile getirmeye başladığını görüyoruz. Hatta bir ara Sırp milletvekillerinin bir kısmı Saraybosna’da can güvenlikleri olmadığı iddiası ile BiH parlamentosuna gelmeyeceklerini, parlamentoyu boykot edeceklerini deklere etmişler ve dediklerini de yapmışlardır.Bu arada Bosna-Hersek’te 2012 yılında belediye seçimleri yapılmış, ve Dayton anlaşmasından beri yapılamayan nüfus sayımı da 2013 yılında gerçekleştirilmiştir.Ülkede Boşnak nüfus oranının arttığı, Hırvat nüfus oranının ise azaldığı ortaya çıkmıştır.Sırp nüfuz oranında ise önemli bir değişiklik olmamıştır.
Türkiye’nin Balkanlarda artan gücünden etkisinden rahatsız olan Belgrad rejimi Türkiye ile ilişkileri görünürde artırma çabalarının yanında Türkiye’nin Balkanlardaki bütün adımlarını dikkatle takibe almıştır. Özellikle ekonomik gücü artan Türkiye’nin Makedonya, Kosova, Bosna-Hersek ve Karadağ’da artan yatırımlarından, açılımlarından açıkça ifade etmemekle birlikte, ne kadar rahatsız olduğunu biliyoruz. Nitekim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 2013 yılındaki Kosova Prizren ziyaretinden sonra Belgrad Sırp rejimi bu rahatsızlığını alenen ifade ile, üç yıldır devam eden TÜRKİYE- SIRBİSTAN- BOSNA-HERSEK üçlü zirvesinden çekildiğini tek taraflı olarak açıklamıştır. Balkan harplerini kaybedişimizden bu tarafa kendini bölgenin hakim gücü sayan Sırplar,(Belgrad rejimi), güçlenen Türkiye’nin Balkanlara tekrar dönmesinden ve buralarda ikinci sınıf olarak yaşamaya çalışan Türklere ve akraba topluluklara sahip çıkmasından ciddi bir endişe ve korkuya kapılmıştır. Bu amaçla Türkiye’nin müttefiki hatta sempatizanı olan devlet (BİH) ve milletler (Türkler,Boşnaklar,Arnavutlar,vs) Sırpların hedefindedir.Ne yazık ki Boşnaklar Sırpların herhangi bir engelle karşılaşmadan bir asırdır rahatça zulüm ve katliam yaptıkları milletlerin başında gelmektedir.Son bir asır da Boşnaklar üç kere Sırp katliamına maruz kalmışlardır. Eski diplomat, akademisyen Türkolog Prof. Dr. Darko Tanaskoviç’in 2011 yılında Belgratta yayınlanan ve geçen sene ikinci baskı yapan NEOOSMANİZAM isimli kiril alfabesi ile basılmış kitapta, Türkiye aleyhtarı söylemleri ibretle okunabilecek bir eser niteliğindedir. Batıda İslamofobinin yükselmesini körükleyen kaynaklardan birisi de Sırpların bu kara propagandasıdır. Irkçı Sırp, Yunan ve Ermeni entellektüeller İslamofobi ve Türk düşmanlığı hareketine malzeme temin eden önemli kaynaklardır.
Ancak Sırplar Türkiye yanlısı olan toplumlarla mücadele ederken daima sinsi ve politik yollara başvururlar. Hedefindeki unsurları bölerler, destekledikleri kuklalar eliyle ürettikleri sun’i ihtilaflarla iç çatışma ortamları oluştururlar ve bu çatışmaları olağan hale getirirler. Eski Yugoslavya döneminde benzer uygulamalara çokça başvurduklarını yaşanmış örneklerle biliyoruz. Sırbistan’da Sancak bölgesinde Boşnaklara uygulanan böl ve sindir politikaları maalesef başarılı örnekler olarak önümüzde durmaktadır. Benzer böl ve yönet uygulamalarının Özellikle 2010 yılından bu yana Bosna-Hersek’te de gittikçe başarıyla uygulandığını endişe ve üzüntü içerisinde izliyoruz. Sırpların Boşnakları parçalama senaryolarına ne yazık ki Bosna-Hersek’te faaliyet gösteren batılı güçlerin (Barış Uygulama Konseyi’nin etkisiz tavrı PIC ) bir nevi destek haline dönüşmüştür. Son bir kaç yıldan bu tarafa kötüye giden ekonomi Bosna’da gündelik hayatı her geçen gün dayanılmaz seviyelere doğru gelmektedir. Şu anda hükümette Dışişleri ve İçişleri koltuklarında oturan iki bakan (Zlatko Lagumdzija ve Fahrudin Radonçiç) Bosna-Hersek’i yıkmayı hedefleyen senaryoların taşeronları gibi bir rolü benimsemiş görünmektedirler bir taraftan Türkiyeyle samimi görüntüler çizen Zlatko Lagumdzija’nın ikiyüzlü tavırları gözlerden kaçmamaktadır. Resmi işsizliğin % 50 lerde seyrettiği ülkede açlık sınırında her an sokağa dökülmeye hazır olan kitleler meydanlara sürülmüş, en doğal demokratik haklarını kullanan kitlelerin arasına sızmış provakatörler eliyle devlet binaları yakılmış ve çalışamaz hale getirilmiştir. Yüz binlerle ifade edilen sayıda şehit verilerek kazanılmış olan bağımsızlık sembolü Cumhurbaşkanlığı sarayı da basılarak yakılmış devlet evrakları sokaklara saçılmıştır. Söz konusu binaları korumakla görevli bakan F.Radonçiç ise bu saldırgan tavırlara destek verir mahiyette demeçler vermiştir. Zaten ülkedeki basın onun tekelindedir. 12 Şubat günü Dışişleri Bakanımız Ahmet DAVUTOĞLU’nun Tunus’tan Saraybosna’ya ani bir ziyaret yaptığını gördük, yetkililerle yapılan görüşmelerde ülkedeki bu krizin masaya yatırıldığını ve çözüm yolları ile ilgili tarafların görüşlerinin alındığını biliyoruz. Ekim ayında yapılması gereken seçimlere kadar kamu düzeninin nasıl korunacağı tartışılan konular arasında yer almıştır.
Bağımsız Bosna –Hersek devletinin ve Boşnakların tek güvencesi en büyük desteği ve en samimi dostu Türkiye ve onun Başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN dır. Saraybosna da başlatılan yıkıcı protestolar 17 Aralıkta Türkiye ye hazırlanan büyük tuzağın Balkanlarda ki bir yansımasıdır.17 Aralıkta Recep Tayyip ERDOĞAN hükümetinin yıkılacağı üzerine plan yapan Sırp derin devleti ve işbirlikçileri ile söz konusu yıkıcı protestoları başlatmışlardır. Bu protestoların nihai amacı bağımsız BİH devletinin ayakta kalamayacağını Dünyaya göstermek ve BİH devletini dağıtarak toprakların bir kısmını Sırbistana bir kısmını da Hırvatistana bağlamaktır. Türkiye’ye çağ atlatan meşru Cumhuriyet Hükümetini yıkma çabalarının hala devam ettiğini ne yazık ki üzülerek izliyoruz. Türkiye’ ye tuzak hazırlayan bir kısım karanlık güçlerin iğrenç hedeflerine ulaşamayacağına inancımız tamdır. Türk Milleti demokrasisine sahip çıkacak ve bundan önceki oyunları bozduğu gibi bu çirkin oyunları da boşa çıkaracaktır. Aynı karanlık güçlerin Balkanlarda ki uzantısı Irkçı, katliam sabıkalısı derin Sırp devleti de Bosna- Hersek’e ve Boşnaklara hazırladıkları bu tuzaklarla hedeflerine ulaşamayacaktır.
03.003.2014 DAVUT NURİLER
İZMİR
Son Yorumlar