Davut Nuriler Web Sitesi

SEÇİM SONRASI YOL AYRIMINDAKİ SIRBİSTAN

3 Nisan 2022 günü Sırbistan’da cumhurbaşkanlığı, parlamento ve başkent Belgrad’ın 110 sandalyeden oluşan  belediye  meclisi için seçim yapıldı. 10 yıldan beri Sırbistan’ı idare eden (SNS) Sırbistan İlerici Partisi bir kere daha seçim kazandı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Aleksander Vuçiç % 58 oy alarak, en yakın rakibine fark attı. Emekli bir Yugoslav ordusu generali olan rakibi Zdravko Ponoş, ancak % 18.5 oy alabildi. Ancak A. Vuçiç’in başkanı olduğu iktidardaki parti çevresindeki ittifak aynı başarıyı milletvekili seçimlerinde tekrarlayamadı.  Sırbistan seçmeni  Vuçiç’e  verdiği oyları partisine vermedi.

 C. Başkanı Vuçiç başkanlığındaki iktidar, 250 sandalyeli parlamentoda tek başına hukümet kurmak için gerekli 126 sandalyelik çoğunluğunu kaybetti. Güvenoyu alabilecek bir hukümet oluşturmak için, yanına koalisyon ortağı almak mecburiyeti ile karşı karşıya kaldı. Bu seçim sonuçları ile cevabı aranan en önemli soru, Vuçiç’in koalisyon ortağı olarak kimi seçeceği üzerine odaklanmış bulunuyor.  Daha açık bir ifade ile, hukümet ortağı olacak partinin batı yanlısı mı, yoksa Rus yanlısı mı olacağı üzerine yoğunlaşmış bulunuyor. Bilindiği üzere Sırbistan’da Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı işgal hareketini destekleyen ciddi bir kitle var. Seçim kampanyası boyunca partiler Rusya-Ukrayna savaşı konusunda taraf olmamak için ciddi bir çaba gösterdiler. Rusya’nın BM Güvenlik Konseyinde Sırbistan’a verdiği desteği kaybetmemenin, Sırbistan iç siyasetinde son derece önemli bir konu olduğunu ifade etmek gerekir.

 Belgrad Belediyesi seçimleri, bu yazı yazıldığı ana kadar, muhalefetin itirazları sebebiyle hala sonuçlanmış değil. Muhalefetin bir bölümü Vuçiç ile müzakere yaparken diğer bir bölümü Cumhurbaşkanı ile her türlü diyalog kapısını kapalı tutuyor.  Vuçiç’in seçim sonrası beyanatlarında  Belgrad seçimlerinden hiç bahsetmemesi, istediği sonucu alamadığına işaret ediyor. Hatta bazı gazeteler, Belgrad belediye seçimlerini  muhalefetin  kazandığını   yazan manşetlerle     duyurdular. Bu yazıda, Batı balkanların  en eski ve en önemli devleti olan Sırbistan’daki son seçimin, bölgeyi ve   komşu ülkeleri yakın gelecekte nasıl  etkileyeceği üzerine bazı  görüş ve düşüncelerimi dikkatlerinize arz etmeye çalışacağım.

 Rusya-Ukrayna savaşının seçimi etkilemeden öteye, damga vurduğunu söylemek  doğru olacaktır. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırdığını ilan ettiği günlerde Cumhurbaşkanı Vuçiç’in, 3 günde 10 yıl ihtiyarladığını söylemesi, bu savaşın gerek Sırbistan’a gerek Balkanlara etkisinin derecesini ifade etmektedir. Rusya’nın savaştan mağlup çıkması ve Putin’in iktidarını kaybetmesi Sırbistan’ın çok önemli bir destekten mahrum kalması manasına gelecektir. Moskova’nın desteğini kaybeden Sırbistan’ın Bosna ve Kosova konusunda yürüttüğü politikalardan ciddi tavizler verme mecburiyetinde kalacağı demektir. Cumhurbaşkanı Vuçiç’in 3 günde 10 yıl ihtiyarladım demesinin arkasında bu endişe yatıyor.

                   DOKSANLARDAN  GÜNÜMÜZE  SIRBİSTAN  SİYASETİNDE  DEĞİŞEN  NEDİR ?

3 nisan 2022 günü yapılan seçimlerin sonuçları hakkında değerlendirme yaparken Belgrad’ın doksanlı yıllardaki politikaları ile karşılaştırma yapmak istiyorum. 1999 da NATO hava harekatına hedef olan saldırgan politikaların Belgrad’da  hukümette kim olursa olsun genel olarak  devam ettiğini söylemek mümkündür. Görünüşte batı ile entegre olma AB’ye tam üye olma iradesini dilinden düşürmeyen iktidardaki politikacıların, komşularla devam eden krizler hakkında dile getirdikleri söylemlerde köklü bir değişim olduğunu söylemek maalesef  mümkün değildir. Belgrad’ın komşu ülkeler Kosova ve Bosna  toprakları ile ilgili  hedeflerinden vazgeçmeden Balkanların istikrara kavuşması mümkün değildir.

 3 nisan gecesi seçimi kazandığını ilan ederken yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Aleksander Vuçiç Sırbistan seçmeninin son senelerde radikal milliyetçi yöne kaydığını söylemiştir. Siyasi kariyerinin önemli bir süresini Sırp radikal partisinde geçiren Vuçiç’in böyle bir söylemi açıkça dile getirmesi Sırp kamuoyuna hakim olan ırkçı-milliyetçi dalganın derinliği hakkında  ipuçları veriyor. Avrupa’da yükselen yabancı düşmanı ırkçı eğilimler aynen Sırbistan’ı da etkisi altına almış görünüyor.

           ÇEDOMİR  JOVANOVİÇ  VE  NENAD  ÇANAK  SIRBİSTAN  SİYASETİNDEN  NASIL  DIŞLANDI?

Bir önceki seçimlerde Sırbistan muhalefetinin önemli bir kısmı seçimleri boykot etmişti. Gerekçe olarak da iktidarın tüm devlet imkanlarını kendi lehine kullanması  idi. İktidarla muhalefeti barıştırmak için AB yetkilileri araya girmiş ancak herhangi bir sonuç alınamamıştı. Dragan Dilas ve Vuk Jeremiç liderliğindeki partiler seçime katılmamıştı.

 Neticede Liberal Demokrat başkanı Çedomir Jovanoviç ve Voyvodina Sosyal Demokratlar Birliği Başkanı Nenad Çanak da parlamento dışında kalmışlardı. Bu iki ismin aktif siyaset dışında kalması Sırbistan Parlamentosunun gerçek bir muhalefetten mahrum kalması sonucunu doğurmuştu. Kosova ve Bosna konusunda dile getirdikleri tutarlı söylemlerle Sırbistan siyasetinin aydınlık yüzünü temsil ediyorlardı.

  Sırbistan siyasetinde özellikle Miloşeviç sonrası dönemde hukümette başbakan yardımcılığı yapan Liberal Demokrat Parti başkanı Çedomir Yovanoviç’in parlamento dışında kalması çok düşündürücüdür.  Yovanoviç korona olduğu için seçimlere katılmadığını söylese de onun yokluğu Sırbistan demokrasisi için ciddi bir kayıptır. Gerek Kosova gerekse Srebrenica soykırımının tanınması konusunda dile getirdiği cesur söylemlerin eksikliği çok hissediliyor. Yokluğu hissedilen diğer bir Sırp siyasetçisi de Voyvodina sosyal demokratlar birliğinin (LSDV) tecrübeli başkanı Nenad ÇANAK’tır. Ne yazık ki Çedomir Yovanoviç ve Nenad Çanak gibi çok önemli iki itibarlı politikacı yerine  Putin’in Ukrayna’ya yaptığı saldırıyı açıkça destekleyen üç radikal ırkçı parti seçim barajını geçerek parlamentoya  girdiler. Bu radikallerin söylemleri arasında AB ve NATO  karşıtlığının yanında Rusya’ya Sırbistan’ın Niş şehrinde askeri üs vermeye kadar varan tehlikeli vaatler  yer almaktadır. Rusya’nın Sırbistan’da askeri üs alması Ukrayna-Rusya savaşının balkanlara yayılması demektir.

Sırbistan’daki aşırı ırkçı partilerin teşkilatlarında paramiliter yapılar vardır ve bu yapıların ilk  hedefinde daima Boşnak milleti olmuştur. Son bir asırda üç kere Boşnak soykırımını yapan bu paramiliter yapıların bir adı da ÇETNİK HAREKETİDİR.

3 nisan seçimlerinde oyunu artıran diğer bir parti de doksanlardan beri her hukümette yer alan, hatta bir ara başbakanlık makamında da oturan İvica Dacic’in genel başkan olduğu Sırbistan Sosyalist (SPS ) partisidir. Bu parti Miloşeviç iktidarında Komünist partinin mirasını devralan tam bir  devlet  partisidir.  Miloşeviç rejiminin Bosna ve sancak’ta Boşnaklara karşı yürüttüğü saldırgan hatta soykırıma kadar varan politikalarınının sorumlusu SPS’dir.

Sırbistan seçim sonuçları, balkanlarda barış ve istikrarın tehlikede olduğunu bir kere daha teyit etmiştir.

  21.04.2022                                                                                DAVUT   NURİLER